Büyük Taklid Merci'i Sayın Seyyid Ali Hüseyni Sistani’nin Bürosunun Resmi İnternet Sitesi

Yüce Allah'ın Adıyla
Ayetullah Sistani hazretleri nezdinde Salı akşamı (29 Ramazan 1445 / 9 Nisan 2024 Salı günü) hilalin çıplak gözle görüldüğü sabit olmuştur. Dolayısıyla yarın (10 Nisan Çarşamba günü) Şevval ayının birinci günü ve Ramazan bayramıdır. İnşallah tüm Müslümanlara mübârek olsun.

Ayetullah Sistanini'nin Bürosu

Eserleri » Tam İlmihal

VASİYET HÜKÜMLERİ → ← YEMİN ETME HÜKÜMLERİ

VAKIF HÜKÜMLERi

2634- İnsan, bir şeyi vakfederse, vakfettiği şey onun mülkiyetinden çıkar, vakfeden veya bir başkası vakfedilen o malı satamaz ve bağış yapamaz. O malda hiç kimsenin miras alma hakkı yoktur. 2054. meselede açıklandığı gibi bazı durumlarda onu satmanın sakıncası yoktur.

2635-
Akdini Arapça okumak gerekmez. Mesela Türkçe “bu kitabı ilim öğrenen talebeler için vakfettim” derse, vakıf sahihtir. Vakıf işle de gerçekleşir. Örneğin, bir hasırı vakıf amacıyla camiye sererse veya bir binayı mescit olmsı niyetiyle mescit şeklinde yaparlarsa, vakıf olayı gerçekleşir. Yalnız kastetmekle vakıf oluşmaz. İster umum için isterse özel kişiler için yapılan vakıfta, kabul etmek ve kur bet katsıda, gerekli değildir.

2636-
Bir mülkü vakfetmek için tayin eder, vakfetmeden önce pişman olur veya vefat ederse, vakıf gerçekleşmez. Aynı şekilde özel vakıfta teslim etmeden vakfedilen kişi ölürse, vakıf gerçekleşmez.

2637-
Vakfeden kişi, vakfettiği şeyi ebedi olarak vakfetmelidir. Mesela “bu malım ben öldükten sonra vakıf olsun” derse, vakıf akdi okunduğu andan ölümüne kadarki zaman diliminde vakıf olmadığı için, sahih değildir. Aynı şekilde on yıla kadar vakıf olsun derse, sahih değildir. “On yıl vakıf olsun daha sonra beş yıl vakıf olmasın, daha sonra tekrar vakıf olsun” diye vakfetmesi de sahih değildir. Ancak bu müddette hapsetme kastı olursa sakıncası yoktur.

2638-
Özel vakıf, vakfedilen malın, vakıf olunan kişilerin veya vekil ve velilerinin tasarrufuna sunulduğunda sahih olur. Yakınlarından birinci derecede olanların tasarruf etmeleri yeterlidir. Onlardan bazıları o malda tasarruf ederlerse, vakıf onlar için sahih olur. Bir şeyi küçük çocuklarına vakfeder, vakfedilen şey kendi elinde olursa yeterli ve vakıf sahihtir.

2639-
Okul, cami ve benzerleri gibi umuma yapılan vakıfta, vakfedilen şeyi teslim almak gereksizdir. Vakfetmekle vakıf gerçekleşir.

2640-
Vakfeden, baliğ, akıllı ve kendi iradesiyle vakfetmelidir. Şer’i açıdan kendi malında tasarruf edebilmelidir. Aptal (=kendi malını anlamsız yerlerde harcayan) bir kişi kendi malında tasarruf hakkı olmadığı için bir şeyi vakfederse, sahih değildir.

2641-
Henüz anne karnında olan ve dünyaya gelmeyen bir çocuk için bir mal vakfedilirse, sahih olması sakıncalıdır. Bu konuda ihtiyata riayet etmek gerekir. Ama hali hazırda bulunan bir şeyi, henüz ana rahminde bile bulunmayan çocuklar için vakfedilir, mesela bir şeyi çocuklarına vakfeder onlardan sonra da torunlarına ve daha sonraki nesillerin faydalanması için vakfederse, yapılan vakıf sahihtir.

2642-
İnsan, bir şeyi kendisi için vakfederse, örneğin, dükkânını ölümünden sonra onun borçları, kazaya kalan ibadetlerini yaptırmaları için vakfederse, sahih değildir. Bir evi fakirlerin oturması için vakfeder, daha sonra kendisi fakirleşirse, o evi kullanabilir. Ancak o evi kiraya verip fakirler arasında bölüştürülmesi için vakfeder, daha sonra kendisi fakirleşirse, onun vakfedilen maldan alması sakıncalıdır.

2643-
İnsan, vakfettiği şeye bir görevli (mütevelli) tayin ederse, yapılan anlaşmaya göre vakfedilen maldan yararlanılmalıdır. Vakfeden görevli seçmez, mesela kendi evlatları için vakfederse, ondan faydalanmak onların elinde olur. Mükellef olmazlarsa, onların velilerinde olur. Vakfedilen maldan faydalanmak için şer’i hâkimden izin almaya gerek yoktur. Vakfedilen şeyin veya gelecek nesillerin faydasına ise, örneğin, sonraki nesillerin faydasına tamir etmek veya kiraya vermek için şer’i hâkimden izin alınması gerekir.

2644-
Bir mülk, fakirlere ve seyitlere veya gelirini hayır işlerde kullanmak için vakfedilir, fakat mülke sorumlu tayin edilmezse, o mülkün kullanılması şer’i hâkime aittir.

2645-
Bir mülkü, nesilden nesil’e faydalanmaları için evlatlarına vakfeder, sorumlusu ise o mülkü kiraya verir ve vefat ederse, kira anlaşması bozulmaz. Sorumlusu olmaz, fakat kendileri için vakfedilen kişiler o mülkü kiraya verirler, kira anlaşması bitmeden vefat ederlerse, onlardan sonra gelen ikinci nesil o anlaşmayı imzalamazlarsa, anlaşma bozulur. Kiralayan ücretin tamamını ödemişse, anlaşmanın bozulmasından sonra kalan kısmını geri alabilir.

2646-
Vakfedilen şey bozulursa, vakıflıktan çıkmaz. Ancak vakfedilmesi özel bir amaçla olur ve o amaçtan çıkarsa, mesela bir meyve bağı, bahçe olduğu için vakfedilir, meyve veren bir bahçe özelliğini kaybederse, vakıf bozulur. O mülk vakfedenin mirasçılarına intikal eder.

2647-
Sadece bir kısmı vakfedilen mülk, bölünmemiş olursa, mütevelli ve vakfedilmeyen bölümün sahibi, vakfedilen bölümü ayırabilir.

2648-
Vakfedilen şeyin mütevellisi ihanet eder ve gelirini belirlenen yerlerde harcamazsa, şer’i hakim yaptığı ihaneti engellemesi için onun yanına birini tayin edebilir. Eğer bu da mümkün olmazsa, onu azlederek yerine emin bir kişi atayabilir.

2649-
Hüseyniye için vakfedilmiş bir halı, üzerinde namaz kılmak amacıyla, hüseyniyeye yakın olsa dahi, camiye götürülemez. Ama hüseyniyenin malı olursa, mütevellinin izniyle başka bir yere götürülebilir.

2650-
Bir mülkü bir caminin tamiri için vakfederlerse; eğer kısa ve uzun vadede caminin tamir edilmesi gerekmiyorsa, öte taraftan daha sonra tamir için kullanılmak üzere aylık gelirinin biriktirilmesi de mümkün değilse, bu durumda farz ihtiyat gereği, o mülkün gelirini, vakfedenin maksuduna yakın yerlerde örneğin, caminin diğer ihtiyaçlarını karşılamak için veya başka bir caminin tamiri için kullanılmalıdır.

2651-
Bir mülk, geliri caminin tamirinde kullanılması ve camide namaz kıldıran imama ve ezan okuyan müezzine verilmesi için vakfedilirse, eğer her birine ne kadar belirlendiği bilinirse, bilinene göre hareket edilmelidir. Fakat her birine ne kadar verilmesi gerektiği kesin olarak bilin-mezse, ilkönce caminin tamirine kullanılmalı, eğer bir şey artarsa, imam ve müezzin arasında uygun gördükleri şekilde paylaştırmalılar. Ancak bu iki kişinin, taksim hususunda birbirleriyle sulh ederek anlaşmaları daha iyidir.
VASİYET HÜKÜMLERİ
VASİYET HÜKÜMLERİ → ← YEMİN ETME HÜKÜMLERİ
العربية فارسی اردو English Azərbaycan Türkçe Français